Ciddi kardiyovasküler hastalığı olanlarda cerrahi girişim uygulamalarında yeterli hemodinamik monitörizasyon zorunludur. Tüm vital parametrelerin sürekli ölçümü ve kaydedilmesi için modern kateterler ve elektronik monitörizasyon cihazlarından yararlanılır. Kardiyovasküler sistemi monitörize etmek için kullanılabilecek yöntemler; kan basıncı kafı ve EKG gibi basit cihazlardan pulmoner arter kateteri gibi invaziv girişimlere kadar geniş bir yelpaze içinde yer almaktadır.
Monitör kelimesi Latince monere (uyarmak) kelimesinden gelmektedir. Günümüzde ise hastanın patofizyolojik durumunun ya da hastanın uygulanan tedaviye yanıtının değerlendirilmesi amacıyla hastanın fonksiyonlarının aralıklı ya da sürekli olarak gözlenmesi veya ölçülmesi anlamında kullanılmaktadır.
En iyi ve en ucuz monitör anestezistin kendisidir. Anestezist, kardiyak cerrahi sırasında kalbi doğrudan gözlemek yoluyla hem kalbin kontraksiyonu (özellikle sağ kalp) hem de kalbin önyükü hakkında bilgi edinebilir. Atriyum ve ventrikül kontraksiyonları arasındaki ilişkinin gözlenmesi ile de ritm hakkında bilgi sahibi olabilir. Bununla birlikte son 10-20 yıl içinde monitörizasyonun giderek artan kullanımı karşısında anestezistlerin bu alanda yoğun bir kullanıcı olmaları kaçınılmaz hale gelmiştir. Monitör kullanan bir anestezist;
- Cihazın kullanımına aşina olmalı ve sınırları bilmeli
- Cihazın çalışır durumda ve kalibre edilmiş olduğundan emin olmalı
- Kullanımı ile ilgili ortaya çıkabilecek hataların farkında olmalı
- Dikkatinin hastanın gözlenmesinden çok monitörlerin gözlemine konsantre olmasına izin vermemeli
- Monitörden elde ettiği bilgileri doğru biçimde yorumlayabilmeli
- Cihaz yetersiz kaldığında veya istenmeyen ya da anormal bir durumu gösterdiğinde yapacaklarına dair planı olmalıdır
- Kardiyak performansın izlenmesinde belki en basit ve en az invaziv olan monitörizasyon, kalp hızının monitörizasyonudur. Bu performansın izlenmesi, bir yandan kardiyovasküler sistemin durumu hakkında bilgi verirken diğer yandan anestezi ve cerrahinin bu sistem üzerine etkilerinin değerlendirmesi fırsatını verir. Bazan bu işlem için nabzın palpasyon ile kontrolü yeterli olabilirken pek çok olguda ve özellikle kardiyovasküler cerrahi uygulanan olgularda sürekli ölçüm yapan ve kalp hızını nümerik olarak verebilen monitörizasyon cihazlarına gereksinim olmaktadır.
- Kardiyak döngüyü ayrımsayabilen herhangi bir cihazın bu amaçla kullanılması mümkün olabilir. Elektrokardiyografi (EKG), bu amaçla en sık kullanılan yöntem olup kalp hızı ve ritmindeki değişiklikleri vurudan vuruya izleme olanağı tanır. Otomatik kan basıncı ölçen cihazların genellikle kalp hızını da göstermeleri bu amaçla kullanılmalarına izin verebilir. Kan basıncını doğrudan ölçen pek çok monitörizasyon sistemi de kalp hızını arteryel veya pulmoner arter basınç trasesinden hesaplayıp ekranda gösterebilmektedir. Aynı şekilde sık olarak kullanılan nabız oksimetreleri de kalp hızını nümerik olarak gösterebilme yeteneğine sahiptirler.
- Kalp hızını ölçmede kullanılan her tür monitör; artefakt, patolojik durumlar ve uygulanan tedavi yöntemlerinden kaynaklanan hatalı sonuçlar verebilirler. EKG monitörleri bazan pacemaker artefaktlarını ya da yüksek amplitüdlü T dalgalarını da sayarak kalp hızını olduğundan daha fazla gösterebilir. İntraaortik balon kullanılan olgularda kalp hızını kan basıncı trasesinden hesap eden monitörlerde yanlış kalp hızı rakamları okunabilir. Operasyon odasında sık olarak kullanılan koter de EKG monitörleri ve nabız oksimetrelerinin çoğunda verinin geçici kaybına neden olabilmektedir. Teknolojik gelişmeler bu tür karışıklıkları en aza indirmekte ise de olası hataları tespit etmek ve hastanın gerçek kalp hızını bulmak anestezistin sorumlulukları arasındadır.

Nabız Oksimetresi (pulse oximeter)
Anestezi uygulamasında monitörizasyonda sfigmomanometrinin tanıtılmasından sonraki en önemli teknolojik gelişmedir. Doku pletismografisinin tüm avantajlarını taşımakla birlikte ayrıca arteryel kandaki hemoglobinin satürasyonunu da göstermektedir. Normal satürasyon durumlarında bu cihazların hata payları, % 2’den daha azdır[&1]. Yanıt süreleri kısa olup pletismograflara kıyasla nabızı tespitleri de daha hızlıdır. Ancak doğrulukları, düşük satürasyon durumlarında hızla azalır. Hastanın kıpırdaması, elektrokoter kullanımı ve ameliyathanede kullanılan bazı ışık tipleri de oksimetrenin hatalı sonuç vermesine neden olabilir. Sigara içimi de karboksihemoglobin düzeyinin yanlışlıkla oksihemoglobin gibi algılanıp satürasyonun olduğundan daha yüksek okunmasına neden olur.
Doku kanlanmasını bozan hipotermi, hipotansiyon veya vazokonstriksiyon ya da triküspit yetersizliğinde venüllerdeki pulsasyon da hatalı okumalara yol açabilir. İndosiyanin yeşili ve metilen mavisi ile tırnak boyaları da okunan değerlerin hatalı olmasına neden olabilir.
Tüm bu olumsuzluklara karşın nabız oksimetresi, oksijen satürasyonu hakkında anında ve doğru bilgi veren vazgeçilmez bir monitördür.
Elektrokardiyogram (EKG)
Kalbin değerlendirilmesinde kullanılan en basit monitörizasyon yöntemleri arasındadır. EKG’nin kalp hızı ölçümünde, aritmi ve ileti defektlerinin saptanmasında, pacemaker fonksiyonunun izlenmesinde ve miyokardiyal iskeminin bulgularının aranmasında kullanılması mümkündür.
Özellikle kardiyak anestezide miyokard iskemisinin saptanmasında EKG’nin önemli bir yeri bulunmaktadır. EKG monitörünün aritmi izlenmesinde kullanımı durumunda I. derivasyonun seçilmesi uygun iken cihazın miyokard iskemisini saptayabilmesi, hangi derivasyonun izlendiğine bağlıdır. Sol ön inen koroner arterin iskemisinde oluşacak ST segment değişiklikleri en iyi V1-V4’te izlenirken sirkumfleks arter için V4-V6, inferior iskemi (sağ koroner arter) için II ve III. derivasyonların izlenmesi uygun olacaktır. Pratikte V5 pozisyonunda yerleştirilmiş elektrodlardan DII izlenmesi daha yaygındır. V5 derivasyonunun modifiye edilmiş bir diğer popüler şekli de CM5 derivasyonudur. I. derivasyonun sağ kol elektrodu manubrium sterni üzerine, sol kol elektrodu ise V5 pozisyonuna (sol ön aksiller hat ile 5. interkostal aralığın keşiştiği nokta), nötr elektrod ise sol omuza yapıştırılır.
Hem P dalgasının hem de iskeminin izlenmesinde bir başka seçenek de CB5 derivasyonudur. Negatif elektrodun (sağ kol) sağ skapulanın ortasına, pozitif elektrodun (sol bacak) V5 pozisyonunda yerleştirilmesi ile elde edilmektedir.
Birden fazla derivasyonun aynı anda izlenmesi, miyokard iskemisinin EKG ile saptanmasında en geçerli yöntemdir. Ancak, DII. ve V5. derivasyonun beraber izlenmesi ile 12 derivasyonun aynı anda izlenmesinde tespit edilebilecek miyokard iskemisi ataklarının %80’ini, II, V4 ve V5 kombinasyonu ile ise %95’ini saptamak mümkün olmaktadır. Bu kombinasyon ayrıca aritmi ve iskeminin aynı anda saptanmasında da en iyi kombinasyondur.
Yalnızca bir derivasyonun izlenmesi mümkün oluyorsa V5’in izlenmesi diğerlerine kıyasla daha duyarlı (%75) bir iskemi monitörizasyonu sağlayacaktır.
Bazı modern monitörlerde miyokard iskemisinin saptanması için ST segment analizi de mümkün olmaktadır.